13 Aralık 2009 Pazar

Taraftar katlanamıyor



Christoph Daum "onu satan şampiyonluğu satar" dediğinde haklılığına sonuna kadar inanmıştık, ne de olsa altyapıdan ender çıkan harikalardan en sonuncusuydu, çok da formdaydı. Fakat 5 milyon dolarlık teklif zamanın şartlarında gerçekten de baş döndürücüydü. Ağlaya ağlaya gönderdik zat-ı muhteremi bask memleketine, gerisi herkesin malumu, La Liga gol krallığı yarışına girişecek kadar yüksek perfromans, yine La Liga şampiyonluğunu kovalama, Villareal transferi, milli takım efsanesi vs. vs.

Ve sonra 2009 yazı, Swissotel suitlerinden biri, ne olduğu bilinmeden verilen sözler, İspanya'da 20 yıl durmadan top oynasa kazanamayacağı bir para, belki önüne geçemeyeceğimiz kapütülasyonlar, sen bizim evladımızssın ne yapsan kabul sen bizim evladımızssın yeter ki Beşiktaş'a gel minvalinden kelamlarla sanki Beşiktaş kendisine muhtaçmış havası verilmesi...

ve tüm bunların sonunda kardeşimizin takımın ağası gibi hareket edip zerre faydası dokunmadan oynaması...

Kesinlikle kendisini suçlayamıyorum. Önce ona bu payeleri verip takıma katan başkana, sonra da ne kadar faydasız olduğunu görmesine rağmen hala sahaya salan Mustafa Denizli'ye kızıyoru.

Her frikikte koşa koşa topaun başına gidip Tello gibi 2 yıldır bu takım duran topları en iyi kulanan adamı pasifize ediyosun. Ettiğin gibi bir tane duran topu olumlu kullanamıyorsun. Pozisyon buluyorsun kaleyi dahi tutturamıyorsun, topu ayağına alıyorsun kimseyi gözün görmüyor direkt kaleye vuruyorsun, vurduğunda genelde kalenin metrelerce alaksız yerlerine gidiyor, hatta 7 kişi içerde beklerken kornerden gelen topa gelişine vuriym diyosun vurduğun top korneri kullanan adama geri gidiyo. Takım arkadaşların 10 kişi çalışıp didinirken sen bol bol pozisyon harcayıp bir de sağa sola el kol yapıyorsun. Takım oyununu bozuyorsun... Son 15 dakka oyuncususun bu takımın 11'in de yerin yok ve taraftar artık sana katlanamıyor Nihat!