21 Mayıs 2009 Perşembe

Oradaydım; W.Bremen-S.Donetsk

Öncelikle aylar öncesinden kopartılan bilet tantanasının ne kadar boş olduğunu dün çok iyi anladım. Zira maçın başlamasına bir kaç saat kala tanıdığım hemen herkesin bileti vardı maç için. Zaten stadın üçte ikisi bizdendi, geri kalanını böl ikiye Alman ve Ukraynalılar'ın sayısını bul. Yani öle aman aman "binlerce taraftar İstanbul'a akıyor" modeli yoktu tribünde. Öyle ki bilmem nerenin polis okulu, öğrencilerine bilet dağıtmış, yaklaşık 50-60 tane bıcır bıcır polis okulu öğrencisi bile tribündeydi.
Bu arada Maraton tribünün alt tarafında bulunan fenerbahçeli kardeşlerimi anmadan geçemeyeceğim. Önce Galatasaray kaşkollu bir taraftara yaklaşık 15-20 kişi saldırdılar. Hadi o bitti, daha sonra maç boyunca sahada Fener-Denizli maçı varmış havasında tezahüratlar başladı, yanımdaki Almanlar önce garip garip baktılar, sonra da uyuz oldular muhtemelen. Neden bu kendini ıspat çabası hiç anlayamadım. Bu stat bizim biz bağırırız psikolojisi mi? Valla açıkçası bana başka takım taraftarlarına saldırılması, sahada olmayan takımın için gırtlak patlatana kadar bağırılması gibi enteresan reaksiyonlar başka bişeyler hatırlattı. Her neyse...

Kadıköy'den yukarı çıkarken Shakhtar taraftarının mevcut dominasyonu, yoğurtçu parkına yaklaştıkça yerini Bremenliler'e bıraktı. Tam eski karakolun karşısındaki mekanlardan birine Werder pub tarzı bişey yapılmış, her taraf yeşil beyaz. Güzel ortamdı. Ben de taktım kaşkolumu arkadaşlarımı beklemeye başladım. Bu arada sokak satıcılarından bira alırken kazıklanmamaya çalışan Alman kardeşlerime yardımlarından dolayı, bir Bremen kaşkolu sahibi oldum...


Aslında maçla ilgili hiç bişey yazasım yok. Şanssızlılığımız diyelim, rezil bir maç oynandı sahada. Neyse ki Werder tribününde olduğumuz için bir nebze de olsa taraftar güzelliği yaşadık. Bu arada taraftar güzelliği derken sakın yanlış anlaşılmasın. Werder Bremen taraftarı en iyi haliyle G.Antep seyircisine yakın bir duruş sergiliyor( Antep'i örnek vermemin sebebi, tezahürat kıtlıklarıdır). Shakhtar taraftarını ise ülke sınırlarında kategorize edebileceğimizi sanmıyorum. 120 dakikada toplam 3 kere "Shakhtar" diye bağırdılar. O tribünde olup maç sonunu beklemeden çıkan çok arkadaşım olmuş...
Lucescu klasik bir Avrupa Kupası maçı izlettirdi bize. Hatırlıyorum Türkiye'deyken Beşiktaş'ın UEFA maçlarında oynadığı kısır futbol için "Avrupa kupalarında tur böyle geçilir" demişti. Mantalitesinden birşey kaybetmemiş. UEFA kupası böyle kazanılır diyecektir yine soranlara. Tabii bunda Werder'in oynadığı rezil futbolun etkisi de büyüktür sanırım. Bremen taraftarı Diego'ya ne kadar kızssa azdır zira dün sahada olsa muhtemelen kupa el değiştirirdi. Bremen'de Naldo ve Frings haricindekiler tribünden dikkatimi çekmedi ama bir Mesut Özil vardı ki neyseki Milli Takım'ı tercih etmemiş dedirtti dün bize. Bu arada Bremen seyircisi Boenisch ve Pizarro'ya çok ayrı bir sevgi besliyorlar. Frings'e verilen karttan dolayı hakeme de epey bir tepkide bulundular, hatta hakem seremoniye çıkarken ıslıklandı.
Maçın en güzel görüntülerinden biri seremoninin eski tarz yapılmış olmasıydı bence. Gerçekten çok hoşuma gitti. Shakhtar kupayı alıp tur atarken bizim tribünün önüne de gelme gafletinde bulundular, bizim tribünden de sahaya yabancı madde yağdı. Bu arada Lucescu'yu görünce deliren Fenerbahçeli taraftarları da anlıyorum adam bir Galatasaray, bir Beşiktaş şampiyonluğu kazandı kızmasınlarda napsınlar...

Sonuçta eğrisiyle doğrusuyla UEFA finali idi izlediğimiz. Gönül isterdi ki, isim+taraftar olarak daha büyük takımları izleyelim. Olmadı, UEFA kupasının da kaderi bu diyip geçeceğiz...

2 yorum:

  1. Dünyanın hiç bir yerinde yoktur herhalde, alakan ilgin olmayan bir final maçında tezahürat yap salak salak... Ben tribünde çok utandım. Kulübü ve ülkeyi bu kadar küçük düşürmeyi başarıyor işte birkaç aklıevvel embesil.

    Bırak tezahüratı başka takımın formasıyla maça gelmek bile çok abes bana göre. Bir de tüm sene Kadıköy'e geliyoruz diye gürültü koparıp sonra içi şişen GS'lilerin "münferit" olarak gelmeleri formalarla, tam şaheser.

    Beşiktaşlısı da vardı, hatta migrosun üst katında, maratona yakın bölümde bir Beşiktaş bayrağı da asılıydı falan.

    Velakin komiğiz, zekavetiz, gereksiz işler müdürüyüz ne diyim....

    YanıtlaSil
  2. Aynen abi, ya resmen komik oldu. Hayır ciddi ciddi utandığımı hissettim Almanlar'dan adamların bi bakışı vardı ne alaka bunlar der gibi.

    Dediğin gibi sadece Fenerbahçe de değil olay, Kadıköy'deki Beşiktaş iskelesinde vapurdan inen Shakhtarlılar ile karşılıklı siyah beyaz çekmeye çalışan 10-15 kişilik bir Beşiktaşlı grubu vardı.

    Yalnız burda biraz Werder ve Shakhtar taraftarının da eksikliği var. Yani toplam 13-14 bin kişilerdi ki çok ayıp bir rakamdır koca UEFA finali için.

    Doymuş takımlar olsalar anlarım da ikisinin de kupaya açlığı aşikardı. Özellikle Bremen taraftarına çok şaşırdım sonuçta Almanya'nın taraftar adedi olarak Avrupa'nın lideri olduğunu biliyoruz ama İstanbul'a 5000 kişi gelebildiler. Galatasaray Kopenhag'a 15.000 taraftarla gitmişti.

    Ben şanssızlık diyorum, her yönüyle "tırışka" bir final oldu...

    YanıtlaSil