Bu ufak anlatımdan sonra söyleyebilirim ki ben ilk gruba yani taraftar gruplarını seven, sayan ve de destekleyen gruba dahilim. Futbolun ciddi renklerinden biri olduklarını düşünüyorum. Kaldı ki onları çeşitli sebeplerle eleştirip numaralı tribünün temiz koltuğunda oturan arkadaşların takım sevgilerini o koltukla sınırlı tutmayıp yurdumuzdan örnek vermek gerekirse Trabzon gibi zor bir deplasmanında da boy göstermelerini isteriz, yok gidemem derlerse de gidenlere mani olmasınlar mümkünse...
Bu bağlamda bu konu başlığının ilk konuğu Barcelona'lı Boixos Nois. Açık konuşmak gerekirse ben bu arkadaşları pek sevmem, zaten Barcelona'da öyle taraftarıyla ünlü olan bir kulüp olmadığı için bu elemanlar da kıyıda köşede kalırlar hep. 120 bin kişilik Camp Nou'nun ufak bir bölgesinde 2 bin kişi kadar olmayı becerip geri kalan 118 bin kişiye nüfuz edememek, onları tezahüratlara katamamak ve daha da önemlisi Barça taraftar profiline pek uymamalarıyla ünlüdürler. Dazlak kafaları ve formalarıyla, bulldog armalı pankartlarıyla biraz eğreti durular statta.Bu profil bozukluğunu ve düşük etkinliği farketmiş olan Laporta göreve gelir gelmez ilk iş Boixos ahalisi ile uğraşmaya başladı. Kısa sürede Aziz Yıldırım-Gfb ilişkisine dönen, Laporta-Boixos diyalogları birçoğunun kombinesinin iptali ve stattaki pankart odalarının kapatılması ile son buldu. Daha da önemlisi geçmiş dönemlerde yönetimlerden beleş kombine alan bu tayfa artık bırakın kombineyi maçlara bile girmekte zorlanıyorlar. Bu bağlam da bir kaç defa yönetimi ölümle tehdit ettilerse de her seferinde çok da takılmadılar...
Boixos Nois'in İspanya gibi taraftar profili son derece yüksek bir ülkede zayıf kalması gayet doğal. Özellikle gittikleri, Madrid ve Sevilla deplasmanların da şiddet eğilimden muzdarip oluyorlar, belki de o yüzden Madrid'e son yıllarda sadece bir avuç .bne otur yerine modunda gitmekteler. Ayrıca Barcelona'nın daha çok sol eğilimli kişiler tarafından sevildiğini bilmemize rağmen(böyle bir genellemeyi hiç sevmiyorum aslında ama böyle bi gerçekçilik var) Boixos'un sağ görüşlü olduğu söyleniyor. Zaten tiplerini görünce de aklıma hemen Berlin ve dazlak Neo Naziler geliyor... Şöyle dönüp bir baktım da habire eleştirmişiz kendilerini affola, müspet reaksiyonları da elbette var. Öncelikle Barcelona'nın taraftarlık hakimiyeti kendilerinin elinde. Barcelona denince kulüp gelmesin aklıllara, şehirden bahsediyorum, yani konu dönüp Espanyol ile olan rekabetlerine geliyor. İspanyol milliyetçisi ve Madrid'in Katalunya temsilcisi kimliğine yakın çalışan Espanyol ile yıldızları haliyle barışmıyor. Üstünlük kurdukları yegane rakip seyirci de Espanyol seyircisi. Bu arada son Bayern maçı için Almanya'ya gidip Münih'de olay çıkarttıklarını da hatılatmam gerekir. Laporta bunun için maçlara girebilme şansına sahip az sayıdaki ekip üyelerine o şanslarının da elinden alınabileceğini belirten tehditler savurdu ve bir daha asla istemiyorum dedi. Ben de diyorum ki delikanlı Boixos Chelsea deplasmanı için Londra'ya gider mevzunun kralını yapar baya da şekli olur. Ha Laporta harbiden stada almazssa o kadarcık da olur diyecekler...
Şimdi kalkıp o kadar taraftar grubu varken neden Boixos Nois diye soranlar olursa söyliym. Bu pazar malumunuz El Classico var Madrid'de. Barça bu maçı alırsa ya da en azından yenilmezsse şampiyonluk yolunda büyük adım atmış olacak. Boixos Nois bu maç için çok ciddi bir deplasmancı sayısı belirlemiş, belki de en kalabalık gidecekleri deplasman olacak. Bu nedenle şenlikli bir haftanın aktörleri olabilirler ben yaziym dedim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder