2 Nisan 2009 Perşembe

"torAMANSIZ" olmak!


Dün maç çıkışında bir grup Beşiktaşlı, ellerinde son günlerde Milli Takım'ın reklam sloganı haline gelen "Amansız ol"u bir güzel tiye alan akıl dolu bir pankartla Fatih Hoca'yı karşıladılar. Üzerinde İbrahim Toraman'a Milli Takım kapılarını kapatan Fatih Terim'e vicdanın rahat mı? Minvalinden bir de mesaj yazmışlar.


Aslında o kadar derin anlamlar taşıyor ki bu pankart, insanın üzerinde uzun uzun düşünesi geliyor. Toraman çok güzel bir sembol oldu aslında; Tekkeler, Altıntoplar, Baştürkler için. Dün Milli Takım'ın stoperinde bulunsaydı, mağlup olmayacak mıydık? Pekala yine yenilebilirdik, ama sorun zaten mantalitede oynadığımız oyunda değil.
İspanya maçları süreci gösterdi ki Fatih Terim için Milli Takım, baba parasıyla satın alınmış bir kulüp gibi. İstediğini yapabileceğine inanmış, öyle olmadığını söylemeye çalışanların da bıyığıyla cinsel ilişkiye girme histerisine kapılmış. Birisinin onu uyandırması lazım. Hem de ağır bir tokatla. Bunun yanında, sadece "oturan" yardımcıları, veya sesini duymakta çok güçlük çektiğimiz, gölge oyuncusu kıvamındaki federasyon başkanıyla olmayacağı kesin. Peki kim uyandıracak sayın Fatih Terim'i? Tabii ki halk! Herşey olumluyken nasıl kameraların karşısına geçip, gerine gerine konuşuyorsa, bu mağlubiyetlerden sonra da kamera karşsına geçip halka hesap vermek zorundadır! Çünkü bu Milli Takım bizim. Birilerinin şahsi ihtiraslarına, hırslarına, isteklerine göre kurulamaz. Herkes işini yapmak zorundadır, Milli Takım hocasının da işi kadroyu takımın menfaatine kurup yönetmektir, kendi isteğine göre değil! Birileri çıkıp Fatih Terim'in futbolumuza kattıklarını es geçemeyiz diyebilir, doğrudur da ama takdir edersiniz ki bugüne kadar yakaladığı başarı ve bize kattıkları ona ekstra bir kredi tanımaz...


Sonuç olarak yapılan hata var ve hatanın hesabını soran yok, madem medya ve federasyon soramıyor, her Milli Takım maçından sonra basın toplantısına belirlenecek bir kaç taraftar, yani "Halk" bulunsun. Bunu ciddi bir öneri olarak sunmak istiyorum. Kariyer kaygısı, mevkii korkusu, maddi çıkarı olmayan vatandaşın sorduğu sorulara da cevap versin hoca, en fazla 1-2 sunturlu küfür yeriz...

1 yorum:

  1. Her nasıl klüp takımlarında kadro dışı bırakma uygulaması son derece alışkın olduğumuz yaygın bir uygulamaysa, bu milli takımlarda da böyledir. Sonsuz da örneği vardır. Klüp takımlarında efsane olan birçok futbolcu, kişisel sorunlar nedeniyle belli dönemlerde milli formalarından uzak kalmıştır.Bunların en uzun sürelisi için akla ilk gelen heralde Eric "the God" Cantona. Durumun açıklaması ise çok basit.Disiplin. Bizim içyüzünü bilmediğimiz bazı olaylar, teknik direktörün kafasında aynı futbolcuyla yola deva etmenin, takıma o futbolcunun sahada sergileyeceği olumlu kişisel performanstan, çok daha fazla zarar vereceği ve genel bir çözülme yaratacağı şeklinde olduğunda, bu futbolcuyu gözardı etmesi gayet normaldir. Basit bir şekilde bu durumu sepetten çürük elmayı ayıklayp diğer elmaları da çürütmesini engellemek olarak açıklayabiliriz. Sonuçta teknik direktörün de takım üzerinde etkili olabilmesi için kişiliğini yansıtması ve otoritesini koruması gerekir. Kaldı ki Fatih Terim'in eski dönemlerde Sergen gibi yakın zamanlarda Kazım gibi problemli gibi görülen futbolcularla bile çok iyi ilişkiler kurabildiğini de biliyoruz.
    Kariyerinin gidişatı sahadaki başarısına endeksli bir teknik direktör, bazı futbolcularla çalışmak istemiyorsa, bir bildiği vardır demek lazım.

    YanıtlaSil