7 Nisan 2009 Salı

Pre-match drink

Bundan böyle her hafta belli maçları bu başlık altında inceleyeceğim. Başlığın İngilizce olması birilerinde rahatsızlık yarattıysa öneriler dikkate alınarak değiştirilebilir :)

Öncelikle bir "keşke" ile başlamak istiyorum. Barcelona-Bayern Munich ve Liverpool-Chelsea maçlarının aynı günde olması biz futbolseverler için büyük şanssızlık oldu heralde. Hele ki yayıncı kuruluşun Bayern maçını yayınlıyor olması da işin tuz biber kısmı... Gelelim günü maçlarına:

Manchester United-Porto:

Bu maç bir nevi 2004'ün rövanşı olacak. Mourinho'nun Porto'su o zaman Ferguson'u biraz da şanslı bir şekilde devirerek yoluna devam etmişti. O günden bugüne çok şey değişti iki takımda da.
Porto cephesi, doğal olarak temkinli, Ferreira takım ruhumuz Old Trafford'da bize yardımcı olacaktır diyor. Ejderhalar'ın ünlü Arjantinlisi Lisandro ise "zor ama imkansız değil" gibi hocasına nispeten realist bir yaklaşım sergilemiş durumda. Kadrolarında hemen hemen hiç eksik yok ve eğer dedikleri gibi kazanmak için oynayacaklarsa en azından güzel maç izlettirmek için bir fırsatları olmuş olacak.

United ise bildiğimiz gibi... Onların ne yapacağı, hangi kadroyla nasıl oynayacağı gayet net. Ferguson basın toplantısında, "Porto'yu hafife almak ve kolay bir maç gibi görmek büyük aptallık, Atletico Madrid maçlarında gayet iddalı olduklarını ıspatladılar" diyerek beklendiği gibi gayet mütevazi konuştu, United'in Old Trafford'da işi çok çok zor, her ne kadar nefret etsem de, United'in Şampiyonlar Ligi'nde 21 maçtır yenilmediği, Porto'nun tarihinde İngiltere sınırlarında hiç galibiyet alamadığını ve 11 ziyaretinde sadece 1 beraberlik çıkarrtığı istatisklerini vermek istiyorum...

Villareal-Arsenal:
Gecenin diğerine göre daha çekişmeli ve eğlenceli geçeceğine inandığım karşılaşması bu. Villareal hafta sonu bol bol şok yaşadı. Önce 3 gollü mağlubiyet, sonra Santi Cazorla'nın sezonu kapattığı haberi... Neyseki Atletico'nun evinde mağlup olması moralleri biraz olsun düzeltti de tam manasıyla bu maça kilitlendiler. Senna ve Pires'in sakatlıkları düzeldi ve ikisi de kadroda. Pellegrini bu maç için çok özel rehabilitasyonlar uygulatıyor futbolcularına, mental açıdan geri düşmemeleri için. Özellikle dün Cazorla'yı hep birlikte ziyaret edip bu maçı onun için oynayacaklarına söz vermeleri bu konuda başarılı olduklarının özeti. Sarı denizaltılar, bu maçta takım oyununu üst seviyede tutarsa, Arsenal'i eli boş gönderebilir Londra'ya.
Arsenal'de ise sessizlik hakim, Wenger klasik basın toplantılarından birini yaptı ve tıpkı Ferguson gibi alçakgönüllülükle Villareal'in sahanın her yanında çok iyi bir takım olduğunu anlattı. Fakat şunu belirtmeliyiz ki Wenger'in bu mütevaziliği biraz da El Madrigal'in atmosferinden çekinmesinden sebep olabilir...

3 yorum:

  1. Bayern kesinlikle hafife alınmamalı buna aynen katılıyorum ama defans sorunu büyük bir handikap... Özellikle de Nou Camp'da Barça önünde oynayacakları düşünüldüğünde. Eto'o çok formda, keza Messi ve Henry de öyle... Pujol'un dönüşü de Luca Toni için hiç de iyiye işaret değil. Ribery bir şaka yapıp olağanüstü bir performans sergilemezse Barça bu maçı alır.

    YanıtlaSil
  2. maçlar değişti :)))
    yarumunu yarın ki maça istinaeden alıyorum ve Bayern süpriz yaparsa şaşırmayın diyorum ;)

    YanıtlaSil
  3. bende ne oluyo diyorum :)

    YanıtlaSil