Pre Match Drink

Şampiyonlar Ligi'ne ne güzel sürpriz ile başladık. United'den rahat galibiyet beklerken, rahat mağlup oluyordu az kalsın, yine Porto müdafaasına dua etsinler. Ayrıca bir parantez de Ferguson'a; Hocam şu Evans'ı nerden bulduğunuzu çok merak ettim cidden. Neville ile başlasaydı sanki daha iyi olacaktı gibi tecrüne ne de olsa, Porto'nun ikinci golü ise epeydir görmediğimiz derece de basit bir savunma hatası idi. O'shea kardeşime sevgilerimle...
Gelelim esas oğlanları buluşturan geceye,

Barcelona-Bayern Munich

Şampiyonlar Ligi haftasının iki nispeten büyük maçından ilki. Malumunuz Barça yılın takımı olmaya doğru yol alıyor. Her bölgesi kusursuz kadroya Puyol ve İniesta'da sakatlıktan dönüp dahil olunca her şey yoluna girmiş görünmekte. Guardiola Camp Nou'da bir tane bile boş koltuk görmek istemiyorum diyerek destek istedi. Zira artık onlar için tek hedef, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu.

Bu turda İngiliz takımlarıyla eşleşmemiş olmaları nispeten şans. Fakat nedense "herhangi" bir takımla oynayacaklarmış muamelesi görüyorlar işte burası biraz tehlikeli.

Barça bu maçın da, bu turun da, bu kupanın da çok ciddi favorisi, orası kesin, fakat karşısında Avrupa'nın sayılı hücum organizasyonlarından biri var. Bayern'i hafife almak büyük hata, zaten Guardiola'da bunu görmüş olacak ki, sürekli olarak Bayern'in Sporting maçlarını izlettirmiş takıma.

Bayern cephesinde ise sorunlar bitmek bilmiyor. Van Buyten'in ailevi problemlerinden sonra Lucio'da Wolfsburg maçında sakatlandığı için oynamayabilir. Defansın ortasında büyük sorun yaşayacak Bayern'de, Demichelis ve genç Breno hazır olarak görev bekliyor, Barcelona'nın insan üstü hücumlarına karşı ne yapacakları ciddi soru işaretleri oluşturmakta ama Klinsmann ısrarla korkmadıklarını ve oyuncularının kendilerini aşacak performans göstereceklerini söylüyor. Hafta sonu alınan 5-1'lik şok mağlubiyet ise unutulmuş gibi. Ribery'nin iyiden iyiye yükselen formu da bir diğer umut kapısı Almanlar için.

Kim nederse desin Barça için umulduğu derecede kolay bir maç olmayacak, Bayern'den ciddi bir direniş umuyorum bu gece.

Liverpool-Chelsea

Şampiyonlar Ligi'nde son beş yılda 3. eşleşme. Bu kadar çok eşleşmeleri ekonomi mantığına inat maçın isminin değerini hiç düşürmüyor. Yine insanlara baktığımda bu maç için heyecanlanıyorlar, tahminler yapıp yorumluyorlar, bu Avrupa'da da ülkemizde de böyle, gittikçe İngilizleşen Dünya futbolunun en önemli iki takımı karşılaşıyor Anfield'de...

Benitez: Alex Ferguson bizim kazanmamızı istiyor!

Rafa Benitez, basın toplantısında Chelsea maçından çok Alex Ferguson ile olan diyaloğu üzerine yorumlar yaptı ve "Eminim ki bizim kazanmamızı istiyor çünkü bu durumda konsantrasyonumuzu lig ve kupa olarak ikiye bölmek durumunda kalacağız" dedi. Ferguson'un böyle bir hesap içinde olup olmadığını elbette bilemiyoruz ama çok da mantıksız sayılma. Benitez ve ekibi için çok önemli bir kaşılaşma. Benitez'e göre Liverpool üst seviyedeki takımlara karşı daha iyi motive olup, yüksek performans sergileyebiliyor. Barnebau ve Old Trafford deplasmanlarındaki sonuçlar bunun kanıtı. Elbette Stamford Bridge'de de kazanmak isteriz ama amaç ilk maçta işi bitirmek bu da Albert Riera'nın sözleri. Kim ne derse desin Liverpool'un bu sezon yapabileceklerinin sınırı olmadığı ıspatlanmış durumda...

Terry: Gerard-Torres en iyi ikili

Chelsea ise çok daha temkinli. Sadece kaptan Terry'nin Torres ve Gerard için Dünya üzerindeki en iyi ikili açıklaması ilgi çekti. Bunun dışında Hiddink'in belli bir açıklaması yok ama Bentiez'in de daha önce söylediği gibi rakibinizin hocası Hiddink ise hiç bir zaman rahat uyuyamazssınız. Kurt hoca mutlaka bir cinlik düşünüyor Liverpool için...

İngiliz medyası maçı bir yandan da Gerard-Lampard savaşına çevirmiş durumda. Britanya'nın hatta Dünya'nın et etkili orta saha oyuncularının karşılaşmasından galip kimin çıkacağı konuşuluyor.

Son bir not: Stamford Bridge'deki rövanş Hillsborough faciasının 20.yılına denk geliyor. Bununla ilgili bir dizi anma töreni yapılması Chelsea'nın Liverpool'a jesti olarak görüldü. Maçın yükselen tansiyonu bu haberlerle biraz olsun yumuşadı...